Aslında herkesin bir kalemi bir defteri olmalı; kendinden sakladığı... ve anlatacakları olmalı ona, kendinin bile bilmediği....
işte Ey Defter :)
Sen de benim ne i-düğü belirsiz, kapaksız, kalemsiz çekmecemde duran, ta ki içimi dökeceğim ânâ kadar umursamadığım defterim... Aslında ne çok şey var sana söylediğim... İçimde tutamayıp sana dillendirdiğim, belki benim bile bilmediğim... belli belirsiz saatlerde gizlice saklandığın yerden çıkarıp içimi döktüğüm...
Sanırım en iyi sırdaşım...
Bilinmez kelimelerle anlam yükleyip sırtladım omuzlarına, seni kişiselleştirip iç dünyama aldım fikrini bile sormadan...
ama kusura bakma "Kul atadan gördüğünü işler" derler, bize de sormadılar ki hayatımıza girerken... enkaz altında koyarken de sormadılar... onuda bir kenara bırak, "sesimi duyan var mı?" bile demeden çekip gittiler hayatımızdan....
İşte bak! herkesin bir defteri olmalı yanında da kalemi... ucu açık tükenmeyen , sır küpü kalem ve defterin... yazmalı insan ona ve sonra da unutmalı....
Arzuhan